📍Amsterdam / HOLLANDA
Amsterdam Şehir Rehberi: W Hotel Deneyimi, Yeme-İçme Mekanları ve Gezilmesi Gereken Yerler
Tahta ayakkabılar, yel değirmenleri, laleler ve özgürlük… Hollanda’nın kalbi Amsterdam, her daim dinamik, renkli ve ilham verici. Kırmızı Fener Mahallesi’yle ünlü gece hayatı, bisikletli yaşam kültürü, dünyaca ünlü peynirleri ve sanat dolu sokaklarıyla sadece hafta sonu kaçamağı için bile mükemmel bir seçim.
Bu şehir uzun süredir görmek istediğim yerler arasındaydı. Doğum günü haftasonumda kendime küçük bir sürpriz yaparak Amsterdam’a kısa ama dopdolu bir kaçış planladım.
W Hotel Amsterdam’da Konaklama
Konakladığımız otel, şehrin tam kalbinde yer alan modern ve şık W Amsterdam oldu. Otelin rooftop barı, şehir manzaralı havuzu ve şehir merkezine olan yakınlığı ile kesinlikle tavsiye edilir.
Check-in sonrası otelden çıkar çıkmaz yürüyerek keşfe başladık.
1. Gün – Dam Square & Akşam Yemeği
İlk durağımız şehrin merkezi olan Dam Meydanı oldu. Meydan çevresinde bir kafeye oturup patates kızartması ve biralar eşliğinde bisikletli hayatı izlemek Amsterdam’a hoş geldin demek için birebir!
Şehirde yürürken her köşe başında peynir dükkanlarına rastlamanız mümkün. Özellikle Old Amsterdam Cheese Store ve Henri Willig gibi dükkânlar denemeye değer.
🍴 Akşam Yemeği: Restaurant Castell
Günün yorgunluğunu atmak için tercih ettiğimiz Restaurant Castell, Amsterdam’ın en popüler et lokantalarından biri. İç mekandaki büyük şömine ve kanepe düzeni ile sıcak ve farklı bir ortam sunuyor. Siparişleriniz tepsiyle geliyor ve kucağınızda yiyorsunuz. Samimi, salaş ama şık.
2. Gün – Çiçek Pazarı & Vondelpark Gezisi
Sabah kahvemizi aldıktan sonra meşhur Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı)’na gittik. Kanallar üzerine kurulu bu yüzen pazar, lale soğanları ve hediyeliklerle dolu.
Ardından şehrin en büyük parkı olan Vondelpark’a geçtik. Bisikletlilerle dolu bu parkta yürürken dikkatli olun, bisiklet yollarına aniden çıkmayın! Özellikle bahar aylarında çimlere uzanmak, kitap okumak ya da piknik yapmak için ideal.
🍽️ Öğle Yemeği: The Uptown Meat Club
Park yakınındaki The Uptown Meat Club’ı tesadüfen keşfettik ama ortamı ve yemekleri harikaydı. Aile dostu, modern ve konumu çok iyi.
🍷 Akşam Yemeği: Momo Restaurant, Bar & Lounge
Gece için tercih ettiğimiz Momo Amsterdam, şehrin en popüler Asya füzyon restoranlarından biri. İç dekorasyonu, müzikleri ve yemekleriyle İstanbul’daki Lucca’yı anımsatıyor ama daha büyük ve sofistike bir versiyonu gibi düşünebilirsiniz.
3. Gün – Kahvaltı ve Vedalaşma
Son gün otelde keyifli bir kahvaltı yaptıktan sonra organize ettiğimiz transfer ile havalimanına geçtik. Amsterdam’dan ayrılmak kolay değil ama her anı dolu dolu geçtiği için memnun bir şekilde döndük.
Dikkat Etmeniz Gerekenler
Amsterdam, diğer Avrupa şehirlerine göre daha özgür kurallara sahip. Özellikle kafelerde yiyecek ve içecek siparişi vermeden önce içerikleri mutlaka sorun. Tatlı ya da kahve siparişi masum görünse de içerikleri sizi şaşırtabilir.
Ekstra Öneriler – Vaktiniz Varsa:
• Van Gogh Müzesi: Sanat severler için kaçırılmaması gereken bir durak.
• Rijksmuseum: Hollanda’nın sanat ve tarihine dair harika bir müze.
• A’DAM Lookout: Şehir manzarasını izleyebileceğiniz harika bir gözlem noktası.
• Red Light Secrets Museum: Kırmızı Fener Mahallesi’nin tarihini anlatan ilginç bir müze.
• Anne Frank House: Mutlaka önceden bilet alın, oldukça yoğun oluyor.
Sosyal Medyada Takip
Amsterdam’da yaşayan bir arkadaşımın Instagram hesabı @susu_nl. Şehir hakkında güncel bilgiler ve lokal tüyolar için mutlaka göz atın.
Amsterdam’a İkinci Gidişim: Yeni Otel, Yeni Mekanlar ve İlginç Anılar
Amsterdam’a ikinci ziyaretimde farklı bir otelde konaklamayı tercih ettim. Bu seferki seçimimiz şehrin merkezine yakın, yepyeni ve tertemiz odalara sahip Antara Hotel oldu. Hem konumundan hem hizmetinden oldukça memnun kaldık.
Yine klasik Amsterdam anlarını yaşadık: Smart shopların önünden geçtik, içeri girdik, “The Bulldog” gibi ikonik kafelerde oturduk, sokaklarda dolaştık ve bol bol fotoğraf çektik. Şehir, her seferinde farklı bir yönünü gösteriyor. Bu seyahatte de her anından keyif aldım.
İlginç Bir Anı: Hermes Önünde TikTok Fenomeni
Bu gezimizde karşılaştığımız ilginç bir olay ise Hermes mağazasının tam önünde oturduğumuz bir kafede gerçekleşti. Genç bir kadın, elinde karton bir pankartla geldi. Üzerinde şu yazıyordu:
“Eğer bana çanta alırsan, sana bedava sarılırım.”
Yanında bir de fotoğrafçı vardı. Sohbet ettiğimizde, TikTok’ta bir akım görüp bunu denemek istediğini söyledi. O anları hem komik hem ilginç bulduk, bol bol fotoğrafını da çektik. Bu anı da Amsterdam’ın renkli ruhuna dair güzel bir hatıra olarak kaldı bizde.
Yeme-İçme ve Akşam Keyfi
Gündüzleri şehri keşfetmeye devam ederken, akşamları ise önceden rezervasyon yaptırdığımız restoranlarda keyifli yemekler yedik. Blogumda paylaştığım tüm fotoğraflar bu son seyahatimden, yani en güncel haliyle Amsterdam deneyimim burada.
Akşamları hava biraz serinliyordu, yanınıza ince bir mont almayı unutmayın. Tüm Amsterdam gezilerinin vazgeçilmezi olan kanal manzaralı ve bisikletli fotoğraflar bu seyahatte de eksik olmadı. Hatta herkesin Amsterdam’a gidince böyle bir kare çekmesi gerektiğine inanıyorum!
Yorumlar
Yorum Gönder