🛎️ La Colombedor -📍St. Paul Devence / FRANSA
La Colombe d’Or – Picasso’lu, Chagall’lı, Sanatla Bezenmiş Bir Otel
Bir zamanlar Picasso’nun, Matisse’in ve Chagall’ın ödeme olarak tablo bıraktığı, otel mi müze mi karar veremeyeceğiniz eşsiz bir mekâna gitmeye ne dersiniz?
Fransa’nın güneyinde, Fransız Rivierası’na çok yakın konumda, Saint-Paul-de-Vence adında küçücük ama çok etkileyici bir köy var.
Ve bu köyde, sanatın duvarlara sinmiş hali gibi duran La Colombe d’Or adında tarihi bir otel yer alıyor.
Sanatın Konakladığı Yer
1920’li yıllarda, I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından Paul Roux adında bir çiftçi, Saint-Paul-de-Vence’te üç odalı bir han ve küçük bir restoran açar.
Savaşın ardından Paris’ten güneye göç eden birçok sanatçı, yazar ve düşünür, ilham arayışıyla buraya gelir.
Paul Roux’un bir akademik eğitimi yoktur ama sanata olan ilgisi çok büyüktür. Bu ilgi onu bambaşka bir hikâyeye taşır.
Otelin Her Köşesi Bir Galeri Gibi
La Colombe d’Or, bugün hâlâ 30’dan az odası olan küçük bir butik otel.
Ancak herhangi bir lüks otelden beklenen kartlı kapılar, dijital sistemler ya da steril ortamlar burada yok.
Burada her şey, samimiyetin ve sanatın dokusuyla yoğrulmuş.
Sanat her yerde:
• Yatak odalarında,
• Koridorlarda,
• Hatta restoran duvarlarında.
Satılık Değil, Anılarla Dolu
1930’larda zengin bir Amerikalı bu eşsiz oteli satın almak ister.
Paul Roux ise ona bir buket çiçekle birlikte şu notu gönderir:
“Bu çiçekler senin için, La Colombe oğlum içindir.”
Oğlu 1953’te otelin işletmesini devralır, torunu François ise 2000’li yıllarda bu geleneği sürdürmeye başlar.
Bugün hâlâ aile tarafından işletilen La Colombe d’Or, sadece bir otel değil, yaşayan bir sanat hikâyesidir.
Sade Ama Efsanevi
Otelin menüsü internette bulunmuyor; Fransızca bir menüyle karşılaşmanız olası ama Google Translate burada en büyük yardımcınız olabilir.
Yemekler sade ama lezzetli, atmosfer ise eşsiz. Zaten buraya gelenlerin çoğu, bir otelden çok bir “duygu mekânına” geldiğini söylüyor.
Bir Geceliğine Sanatla Uyanmak
Eğer yolunuz Fransız Rivierası’na düşerse, sadece lüks sahil kasabalarında vakit geçirmeyin.
Saint-Paul-de-Vence sokaklarında biraz kaybolun, taş duvarların arasındaki tarihi hissedin ve mutlaka La Colombe d’Or’a uğrayın.
İster bir kahve molası verin, ister bir öğle yemeği yiyin…
Ama mutlaka bir kez bu efsanevi atmosferi yaşayın. Çünkü burada sanat sadece duvarlarda değil, havada da var.
Yorumlar
Yorum Gönder